İçsel Mırıldanmalar..

Karşımda yeni doğmuş bir bebek.

Bu yorgunluğuma rağmen anne babasının onun minik yüzünü güldürüsü beni de tebessüm ettiriyor. Minik ayaklarındaki ayakkabilar dikkatimi çekiyor. Bunları şuan nasıl yazıyorum bilmiyorum, aslında fena yorgunum. Ama beni ayakta tutan bir takım şeyler  var. Ne güzel demek ki hala ayakta durduğuma göre. Günü güzel bitirdim.

Ne Zaman dışarı çıksam çok güzel insanlarla karşılaşıyorum . Cidden çok güzeller. Onların karşısında kendimi kirli hissetsemde bana yaşama gayreti veriyorlar. 

Bakmak isteyen aslında insanlardan çok şey öğrenir. Kötüden neyi yapmaması gerektigini iyiden ne yapması gerektiğini. Ama bakana tabi.. ne demişti merhum Bayram ali hocam görene, Körene.. onun gibi işte.

İyilik yapmak beni ayakta tutar, karşılığını bulmam gerekmez. Gülümsemek. Güzel düşünmek. Yeni şeyler öğrenmek, kendime vakit ayırmak, kitap okumak, sevmek, özlemek, bazen ağlamak, gezmek, etrafa bakmak ama ibret nazarıyla. Ne çok şey saydı diyosundur şimdi.. saydım elbet ama sencede bunları yaptığında mutlu olmuyor musun? Hatta lütfen birazda sen ekle.

Yine hayatın hızla akıp gittiği ve benimde o hızda kayboldugum bir günün sonundayım. Ölümüme bir gün daha yaklaştım, bir gün daha yaşlandım. 

Araya reklam koyuyorum iznizle..

"Göğsümde bir yanardağ kıvranıyor Rüveyda,

Yaraları kapandıkça kanıyor Rüveyda."

Ah Rüveyda Rüveyda. Sana ne çok şiir yazılır. Benim adıma yazamamış şiir, şairler. Seni layık görmüşler. Düşememişiz Bir yarin gönlüne. 

Neyse kelamı uzatıp fazla derine dalmayalım. Birinden nasihat almıştım; 

Sonuç odaklı değil süreç odaklı yaşa demişti. Evet bu bana çok lazım. İnşallah başarırım.Belki size de lazım olur bu nasihat.

Kuşların ötüştüğü bir yaz günü..